Bu hafta çok önemli ve uzun bir meseleye artık
değinme vakti geldi diye düşündüm. İngiltere’ye nasıl geldim? Okul kabulünü
nasıl aldım? Yaşam burada nasıl? Vize? Dil? Not ortalaması? Mesleğin
durumu? vs vs sizler tarafından sıkça
yöneltilmeye başlayan bu sorular için artık bir yazı serisi yazmam gerektiğini
farkettim. Seri diyorum çünkü tek bir seferde hallolmayacak kadar geniş bir
mesele.
Açık açık söylüyorum özünde bu işin iki yolu var.
Nedir? İlki tabii ki para J Zengin iseniz yazının bundan sonraki kısmını
okumanıza gerek yok. Paranız varsa tüm bunlar öyle ya da böyle bir şekilde
halloluyor. Eğer maddi durumunuz bu işe engel teşkil ediyorsa sizin için her
şeyi olabildiğince detaylı, sırasıyla ve sohbet havasında anlatmaya çalışacağım. Uyarayım bu yazı serisi
çok uzun olabilir. Sizlerden tek isteğim sabırlı olmanız.
Her şeyden önce konuya başlamadan şu vurguyu yapma
ihtiyacı hissediyorum. Maalesef bana gelen mesajlarda bazı genç meslektaşlarım
ve öğrenci arkadaşlarım bu soruları yurt dışına gitmek, orada çalışmak ve
kalmak amacıyla yöneltiyorlar. Üzülerek söylüyorum ki bunu ülkeden kaçmak hissi
ile yazıyorlar, en azından soruları bana böyle hissettiriyor. Bu yazı beyin
göçünü destekleyen bir yazı olarak ASLA ANLAŞILMASIN. Zira anlatacağım yol bunu
yapacaklar için hiç de uygun değil ve yüksek tazminat bedelleri ile
sonuçlanabilir. Ayrıca ülkemizi ondan kaçarak değil, ona en iyi şekilde hizmet
ederek ve sahiplenerek gelişmesine katkıda bulunabiliriz.
Uzun bir giriş oldu ama hazırsanız artık
başlayabiliriz. Anlayacağınız üzere sizlere bu yazı serisinde YLSY programını
anlatacağım. Her sene YLSY kılavuzu yenilenir ve bazı değişiklikler olur. Bu
yüzden ben kendi dönemimdeki şekliyle bu seriyi yazacağım, bildiğim ve takip
ettiğim değişikliklere de değinmeye çalışacağım ve bu işe girişeceklere de
tavsiyem bu yazı sonundaki yönergeyi takip etmeniz. Ayrıca başka programlar da
var, sadece YLSY değil ama mantıken bildiğimi anlatıyorum, ayrıca en
kapsamlısını. Diğerlerini de sizler araştırıp bu blogtan okuyucularımıza
katkıda bulunabilirsiniz. J
Şimdiki adı bu olsa da
aslında program: 1929 tarihli ve 1416
sayılı Ecnebi
Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun ile 2 Ekim 2014 tarihli ve
29137 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Öğrencilerin Yabancı Ülkelerde
Öğrenimleri Hakkında Yönetmeliğe dayalı olarak yükseköğretim kurumlarının
öğretim elemanı ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetişmiş insan kaynağı
ihtiyacının karşılanması amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından resmî
burslu statüde lisansüstü öğrenim görmek üzere yurt dışına gönderilecek
öğrencilerin başvuru, seçme ve yerleştirme işlemleri, yurt içi ve yurt dışı dil
öğrenimleri ile yurt dışında görecekleri esas öğrenimleri ve öğrenim sonrası
atamalarına ilişkin esasları kapsamaktadır. (Kılavuzdan alıntıdır)
Bundan 88 yıl önce Ulu Önderimiz Gazi M. Kemal
ATATÜRK tarafından 'Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz' sözleri ile ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak amacıyla başlatılmıştır. Cumhuriyetimizin orta dönemlerinde program nadas dönemlerini yaşasa da son 15 yılda program kapmasında 10.000'den fazla öğrenci önceden gönderilen sayıları aşmayı başararak gönderilmiş.
Bu programa seçilirseniz eğer yukarıda da
söylendiği gibi 1416 sayılı kanuna tabi ‘Resmi Bursiyer’ statüsünü kazanmış
oluyorsunuz. Bu statüyü kazanmak demek kanunlarla belirlenmiş, MEB ve YÖK
ortaklı bir burs kazanmış olmanız, yurt dışında yüksek lisans ve doktora
eğitiminizi tamamlayıp, yurt içinde kazandığınız üniversitenizde yurt dışında
geçirmiş olduğunuz eğitim sürelerinin iki katına denk bir zorunlu hizmet
görevine de tabi oldunuz demektir. (Bu kısıma serinin ilerleyen kısımlarında
daha detaylı değinilecektir.)
Devlet bu iş için ortalama öğrenci başına eski para
ile 1 Trilyon yeni para ile 1 Milyon TL’lik bir yatırım yapıyor arkadaşlar.
Haklı olarak da bunun karşılığını görmek istiyor ve bizler de bizi okutan
devletimize karşı bunu bir görev olarak bilmeliyiz diye düşünüyorum. Yapılan bu
yatırım eğitimlerimizi aldığımız üniversitelerin yıllık ücretlerini, araştırma,
dil kursu, sınav, vize, eğitim dönemi içerisinde aylık aldığımız burs (her ülkeye
göre değişken), kırtasiye yardımı, her program başında ve bitişinde gidiş-dönüş
uçak bileti, belirli sayıda sınırlı olan bilimsel toplantı gibi birçok
ücretlendirmeyi kapsamaktadır. Yapılan bu harcamaları bakanlık güvence altına
almak adına bize bir kefaletname imzalatıyor (detaylı değinilecek). Geri
döndüğümüzde kazandığımız üniversite de kadromuz geldiği an zorunlu görevimize
başlayıp tamamladığımızda ise bu yatırımın karşılığını vermiş oluyoruz.
Dediğim gibi konu uzun ve ben eksiksiz anlatmaya
çalışıyorum. Buraya kadar ki kısımlarını öğrendikten sonra bu işe girmeye hala
hevesli iseniz haftaya gelecek yazı ile devam edelim. En başından beri nasıl
bir süreç yaşıyoruz, bizleri neler bekliyor haftaya onlardan bahsedeceğim.
2017 YLSY için süreç bir ay önce başladı ve devam
etmekte. Son başvuru 9 ekim 2017 idi. Bu yazı serisi o arkadaşlar için geç
olabilir ama önlerinde daha çok aşama var umarım onlar içinde faydalı olur,
kendilerine şimdiden başarılar dilerim. Sonraki yıllar için katılım gösterecek
öğrenci arkadaşlara ve meslektaşlarıma ise faydalı olacağından hiç şüphem yok.
Şimdiden her şey gönlünüzce olsun, haftaya görüşmek
üzere J
Uzm Fzt Abdulhamit Tayfur
Queen Mary University of London
Yazının devamı için: http://abdulhamittayfur.blogspot.co.uk/2017/11/basvuru-sartlar-ve-mulakat-ylsy-part-2.html
Konu hakkındaki tüm resmi kılavuz, tebliğ,
yönetmelik ve kanunlara ilişkin içeriklere ve bilgilendirmelere http://yyegm.meb.gov.tr/ sitesinden ulaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder